ÇOCUKLARLA ANLAŞABİLMEK
Çocuklarla konuşurken aklımızdan neler geçiyor ya da neler kaçıyor o an ne kadar farkındayız bunların? Söylemek istediklerimizi ne kadar doğru olarak söylüyoruz, anlaşıldı mı acaba diye ne kadar kaygılanıyoruz? Anne-baba olmak, ağabey-abla olmak ya da çocukları çok sevmek bu anlamda geçerliliğini bir anda kaybediyor ve sizi görünmez kılıyor. Karşınız da yaşıtınız yok daha da önemlisi sizi model alan, sizin kadar tecrübesi olmayan, belki mükemmeliyetçi belki de daha yeni yeni adapte olmaya başlamış bir iletişimci var kocaman gözleriyle çok meraklı bakan ve sizin izinizi süren bir çocuk!
Soyut ?mecaz şeyleri daha tecrübe bile edemedi bu çocuk, biraz bekler misin? ?arkandan atlı mı koşturuyor? dediğinizde acaba onun dünyasındaki neye dokundunuz? Bir çocuk için bu cümle arkasından koşan at demektir. Bu yetişkin dünyasında komik bulunabilir ama çocuğa anlatmak ta hayli zordur. Çocukların dünyasında her şey söylendiği gibidir,sihirlidir dokununca o değnek her şey olur..
Bir çocuğun gözünden dünyaya bakıldığında idealize ettiği yetişkin her şeyi bilir! Yetişkinlerin çocuklara atfettiği ?yaramaz?, ?afacan? gibi sözcükleri gururla taşıdığının düşünen çocuk için bile yetişkin ne söylüyorsa doğrudur. Davranışlarına baktığımızda yıkıcı- uyumsuz-dik başlı olarak sözsüz iletişime geçen çocuk içinde bulunduğu durumdaki otoriteye ya da ebeveynine ?beni görmeni istiyorum? mesajı verir. İletişimin sadece sözcüklerle olmadığını bize anlatan en iyi örneklerden biridir. Beden dilini de burada unutmamak gerekir, çok şey anlatır çoğu zaman. ?bak ben buradayım sadece senin için? mesajını barındırır içinde ve çocuk için bu mesajı almak önemlidir. Çoğu zaman görüyorum ki yetişkin dünyasında çocukla çocuk olmak zor kabul edilen bir şey, çocukla geçirilen zaman ve içindeki oyunun kalitesi git gide yerine sosyal aktivitelere ya da oyun ablalarına bırakıyor. Bunun sonucunda yetişkinlerin oyun oynayamadığı çocuklar sonraki zamanlarda iletişim kurulamayan ergenlere dönüşüyor ve sorunlara merhaba demek çok kolaylaşıyor.
İletişimde temel aldığımız sözlü iletişim için bir çocukla oyun oynamaya başladığımızda ve sizinle kurulan güvenli ilişkinin sonunda söyledikleri ile sizi çok şaşırtan, duyduklarınızı nasıl öğrendi diye sorgulatacak ve sürprizlerle dolu bu ilişkide çocuğun dünyasında nerelere dokunabildiğinize inanamayabilirsiniz. Ve bu sürprizlerin bitmesini istemiyorsanız kendi deneyimlerimizi bir yana bırakıp çocukla o gelişimsel dönemin anlayabileceği gibi konuşmaya başlayabilirsiniz. Örneğin başıma gelen ve beni hayretler içinde bırakan birkaç olay üzerinden yazımı sürdüreceğim. Şahit olduğum diyalog bir annenin çocuğuna ?bir daha bu şekilde davranırsan, aramız bozulur? demesi üzerine benim hissettiklerim bir diğeri de ?bunu yapabilirsin ama sonrasında bir daha yürüyemezsin? cümlesini duyduğumda düştüğüm dehşet! Minik bir çocuğa sunulanlar ilgi eksikliği ve bedensel eksiklik Eminim ki şu an aklınızın içinde bu duruma uyan, duyduğunuz ve ne anlatılmak istendiğine anlam veremediğiniz bir sürü örnek vardır.. Bir çocuk için bunlar ne anlama geliyor.
Sizinle iletişime geçmiş bir çocuğa aramız bozulur demek bir daha annesinin sıcaklığını hissedememek demektir. Bir daha yürüyemesin demek ömür boyu alacağı en büyük cezası olabilir. Ve bunları hayatında en önemli noktada olan biri söylüyorsa çocuğun zihninde oluşan kaygıyı hayal etmek çokta zor olmaz.
Peki, çocuklarla iletişimde nelere dikkat edelim;
. Çocuklar yetişkinlerin bildiğinin aksine ilgilerini çeken alanlar üzerinde çok fazla yağunlaşabilir ve bu sırada diğer uyaranları görmeyebilirler. Ona ismiyle seslenmeye dikkat edin ve sizinle kuracağı göz teması için ona belli bir süre verin. Deneyimleri sınırlı olan çocuklarda sıkça rastladığımız bir konu olan ?beni duymuyor ya da görmezden geliyor? şikayetini azaltan önemli bir sürenin onların ihtiyacı olduğunu unutmayın.
. Karşınızdakinin yaşıtınız olmadığını unutmayın, ona şans tanıyın ve konuşmalarınızı olabilecek en yalın haline çekin. Zincirleme cümlelerden, mecazi konuşmalardan uzak durmaya çalışın. ?kardeşinle oynamak için ilk önce üstünü değiştir, ellerini yıka ve yemeğini ye sonrasında derslerini yaptıktan sonra oynayabilirsin? gibi bir cümle de çocuk sadece son söylenenleri duyar ve kafa karıştırıcı olabilir. Bunun yerine teker teker ve göstererek konuşmak hem bu durumu deneyimlemesi hem de çocukların ihtiyacı olan düzenleme davranışını kazandırabilir.
. Her zaman ben diliyle konuşmaya balayın ve mümkünse devam ettirin. Çünkü olası bir sorunda bu sorunu siz değil çocuğunuz deneyimler, bunu vurgulamanız işe yarayacak en önemli anahtarlardan biridir. ?hemen susuyorsun, ağlamayı bırak? yerine ?böyle ağladığında seni anlamak benim için çok zor oluyor? demeniz gerekmektedir. Çocuğun açısından baktığımızda bu durum çok üzücü-hayal kırıklığı-kızgınlık olabilir ve biz yetişkinler olayı dışsallaştırmak yerine çocuğun kendini kabul seviyesini ve olaylara verdiği tepki toleransını ?seni anlıyorum? mesajını vererek kontrol altında tutabilmeliyiz.
. Alışık olduğumuz yetişkin dilinden uzaklaşma konusunda zorlansakta çocuğun kendini güvende hissetmesi ve kendi özgüveniyle ilgili temel taşları koyabilmesi için destek cümleleri önemlidir. ?Bütün yemeği yere döktün? demek yerine ?yemeği dökmeden yemeye gayret gösterdin? diyebilirsiniz. Çocuğa karşı sınırları çizdikten sonra bir takım kararları artık ona bırakmanız işinizi kolaylaştırır. Belki hemen davranışsal olarak istenilen tepki gelmez ama çocuğun kendiyle ilgili becerilerinin gelişmesinden ilk adımı atmış olursunuz.
. Çocuğun kendi dünyasından sizin için ayırdığı kesitleri dinlerken ona iletişimde kaldığınızı belli etmek çok basit ama olağanüstü önemlidir. Çocuğun kendini yaşantılarını paylaşmasının en doğal yolu onu dikkatle dinleyen ebeveynlerinin olduğunu bilmesidir. Bu işaretler ?aa bunu nasıl anladın? ?çok ilgimi çekti? ?bu çok iyi değil mi? gibi ifadeler olabilir.
. Çocukların gelişimsel dönemlerini iyi takip edin ve kabullenin; çocuğun ebeveyninden kabullenici bir tavır görmesi deneyimlerini rahat bir şekilde sizinle paylaşması demektir. Gök gürlediğinde uyuyamayan bir çocuğa ?aa büyüdün yok artık? demek yerine onun korkusunu anladığınızı ve bunun paylaşılabilirliğini arttıran destek cümleleriyle ifade edeceğiniz ?istersen uykuya dalmana yardımcı olabilirim? demek gerçek bir kabulleniştir.
. Onun konuşma ile ilgili deneyimlerini küçümsemeyin, ona karşı kibar konuşmaya dikkat edin. Gerekli her durumda ?teşekkür ederim?, ?özür dilerim?, ?lütfen? kelimelerini kullanın. Sınırlarla birlikte insanların özel durumları olduğunu kendi ev yaşamınızda örnekler vererek deneyimlemesini sağlayın. ?Hayır, yapamıyorsun? demek çocuğun kendini değersiz hissetmesine sebep olacak ve sınırları zorlayan çocuk maalesef güven ilişkisinde tökezleyecektir. Oysaki ilk deneyimlerimizi bizimle yaşayan çocuklar sınırları zorlasalar da derin bir nefes alıp duyguları paylaşmanın ve bunları konuşulabilir kılmanın önemini çocuğunuzun ileriki dönem yaşlarında gözlemleyebilirsiniz.