GEZEGENİN GELECEĞİ
kademisyenlik,
TEMA Vakfı Genel Müdürlüğü
derken son 3,5 yıldır
Greenpeace Akdeniz Genel
Direktörlüğü görevini de
başarıyla yürüten Sayın Dr.
Uygar Özesmi söyleşi
konuğumuzdu. 10 yaşındayken
başlayan doğa sevgisinin
kendisini bu günlere
getirdiğini söyleyen Sayın
Özesmi, gerek akademisyenlik
gerekse doğa koruma
çalışmalarında aktif olarak
imza attığı her projeden
büyük başarılarla ayrılmış.
Birleşmiş Milletler dahil
olmak üzere yurtdışında da
çeşitli çalışmalar yürütmüş
olan Özesmi, doğa korumadaki
en büyük problemin “ insan “
faktörü olduğunu ve
insanların yaşama
biçimlerini ve doğaya bakış
açılarını değiştirmedikleri
sürece doğa koruma konusunda
tam bir başarı elde
edilemeyeceğini belirtti.
Greenpeace’in doğa
korumadaki en önemli
fonksiyonunun, doğayı direkt
olarak koruma
çalışmalarından öte,
çevremizi tehdit eden
konularla ilgili bazı kurum,
kuruluş ve kişilere
yaptırımlar getirmek yönünde
aktiviteler gerçekleştirmek
olduğunu belirten Özesmi,
Greenpeace’e destekçi olan
kişi sayısının artmasıyla
çok daha güçlü olarak bu
çalışmaları
yürütebileceklerini de
ekledi. Özel İstanbul Koleji
öğrencileriyle interaktif ve
çok verimli geçen bir
söyleşiyle buluşan Dr. Uygar
Özesmi’nin doğa ve doğa
koruma ile ilgili
anlattıkları bakın neler..
Doruk DAĞADA : Bir
röportajınızda “ Benim
kahramanım hep doğa oldu “
diyorsunuz. Doğa sevginizin
çok küçük yaşlarda
başladığını biliyoruz.
Kısaca bize doğaya
duyduğunuz ilgiyi ilk ne
zaman ve ne şekilde
keşfettiğinizi anlatır
mısınız?
Uygar ÖZESMİ :
Sanırım sizin
yaşlarınızdaydım,
televizyonda Ayı Ben diye
bir dizi vardı. Bir de milli
park koruyucusu karakteri
vardı aynı dizide. Ayı
Ben’le birlikte doğayı
koruyorlardı her ikisi de.
Ne zaman doğaya zarar
vermeye kalkan biri olsa
onları korkutup
kaçırıyorlardı.
Ben
de bu diziden sonra onlar
gibi olmak istedim, ilk bu
şekilde başladı ilgim
sanırım. Küçükken ormana
yakın bir yerde yaşıyorduk.
Ormandaki zenginliğe de
küçük yaşta hakim olunca, bu
konuda bir şeyler yapmak
istediğimi anladım.
Zeynep İŞMAN : Hem
akademik çalışmalarınızla,
hem de doğa koruma
içerisindeki aktif
duruşunuzla biliniyorsunuz.
Hangi yöndeki çalışmalar
size daha çok keyif veriyor?
Uygar
ÖZESMİ : Her ikisi de
bana çok keyif veriyor. Doğa
için birşeyler
yapabildiğiniz zaman insan
için de bir şeyler
yapıyorsunuz demektir, çünkü
doğa olmadan yaşamamıza
imkan yok. Bu sebeple de hem
de akademik çalışmalar
yapmak hem de doğa korumada
aktif rol almak gerçekten
bana büyük zevk veriyor.
Doruk DAĞADA : Tema
Vakfı’nda Genel Müdürlük
sonrasında şimdi de
Greenpeace Akdeniz’de Genel
Direktör’sünüz. Ülkemizde
vakıfların veya sivil toplum
kuruluşlarının doğa koruma
çalışmalarını nasıl buluyor
musunuz? Sizce bu çalışmalar
yeterli mi?
Uygar ÖZESMİ : Doğa
koruma için hiçbir çalışma
yeterli olamaz. Neredeyse
yaptığımız her şeyle bir
şekilde doğaya zarar
veriyoruz.
Bunu azaltmak anlamında
sivil toplum kuruluşlarının
çok büyük önemi var. Ancak
sivil toplum kuruluşları da,
yeterli desteği
görebildikleri sürece bir
şeyleri başarabilirler.
Sizler de bu tip kurumlara
gerek şimdi gerekse
büyüdüğünüzde destek
olursanız onlar da daha
başarılı olabilirler.
Zeynep İŞMAN :
Greenpeace’in dünya üzerinde
çok aktif olarak doğa koruma
amaçlı eylemlerde
bulunduğunu biliyoruz.
Greenpeace Türkiye’yi, diğer
ülkelerdeki Greenpeace
çalışmalarından ayıran
önemli özellikleri var mı?
Uygar
ÖZESMİ : Greenpeace’in
yaptığı çalışmaların hemen
hemen hepsi küresel
kampanyalardır.
Bu ne demek? Tüm dünyayı
ilgilendiren sorunlar demek.
Dolayısıyla, yereldeki küçük
sorunlarla ilgilenmiyorlar.
Greenpeace’i bu anlamda ne
ilgilendiriyor dersek.
Örneğin Türkiye’deki kömürlü
termik santraller
ilgilendiriyor. Neden, çünkü
bu santraller iklim
değişikliğne sebep oluyor ki
bu da tüm dünyanın ortak
atmosferini olumsuz yönde
etkiliyor.
Öncelikli olarak tüm dünyayı
ilgilendiren sorunlarla
ilgili çalışmalar yapıyoruz
Greenpece olarak.
Doruk DAĞADA :
Hayatınızın bir kısmını hem
akademik hem de profesyonel
anlamda yurtdışında
geçirdikten sonra Türkiye’ye
dönüş yaptınız. İleride
tekrar profesyonel anlamda
yurtdışında çalışmalarınıza
devam etmeyi planlıyor
musunuz yoksa Türkiye’de
yaşamak sizin için daha mı
cazip?
Uygar ÖZESMİ : Her
ikisi de cazip aslında,
sonuçta hepimiz aynı dünyada
yaşıyoruz. Kenya’da da
olsak, burada da olsak,
önemli olan ihtiyaç olunan
yerde olabilmek.
Dolayısıyla dünyada
insanlara en faydalı
olabileceğim yer neresi ise
orada olacağım her zaman.
Zeynep İŞMAN :
Türkiye’deki ilköğretim
eğitim sisteminde, doğa
koruma yönünde çalışmaların
yeterince yer aldığını
düşünüyor musunuz? Bu yönde
Greenpeace’in herhangi bir
çalışması var mı?
Uygar ÖZESMİ :
Greenpeace olarak doğrudan
bir çalışmamız yok
ilköğretim okullarıyla. Bir
ara yeşil okullar adında bir
proje başlatmıştık. Bazı
okullarda çevre
uygulamalarının
iyileştirilmesi için gayret
gösterdik a o proje çok uzun
süre devam etmedi. Ama
açıkçası bu tip çalışmaların
olmasını çok isterdim. Keşke
çok daha fazla destekçimiz
ve kaynağımız olabilse de
bizler de
Greenpeace olarak böyle bir
çalışmayı tekrar
başlatabilsek.
Doruk DAĞADA : Açık
Radyo’daki “ Gezegenin
Geleceği programınızdan bize
biraz bahseder misiniz?
Uygar ÖZESMİ : Her
haftaiçi akşam saat
18:05’de, Gezegenin Geleceği
programında, Türkiye’de
çevre konusundaki
gelişmeleri aktarıyorum
dinleyenlere. Ümit ediyorum
ki bu sayede insanlar çevre
adına yapılan güzel şeyleri
daha fazla fark ederler.
Buna göre de kendi
hayatlarında bir takım
konularda da harekete
geçerler .
Zeynep İŞMAN : Sizce
günümüzde çevre için ele
alınması gereken en acil
konu nedir ve neden?
Uygar ÖZESMİ : Şu an
dünyanın içinde olduğu en
önemli sorun küresel iklim
değişikliğidir. Ama küresel
iklim değişikli esasında bir
problem değil bir sonuç.
Buna neden olan etmen de
bizlerin fosil yakıtlara
olan bağımlılığımız. Yani
kömür, petrol, doğalgaz gibi
yakıtları kullandığımız için
atmosferin kimyası
bozuluyor. Bu tip
yakıtlardan uzaklaşıp
yenilenebilir enerjilere,
yani, güneşe ve rüzgara
yönelmemiz gerekiyor.
Bunları
Gerçekleştirdiğimiz de büyük
oranda sorun çözülebilir ama
sorun gitgide insanlığın
insanlığın daha fazla doğayı
işgal etmesi. Daha az
tüketmek
ve nerede duracağımızı
bilmek önemli.
Doruk DAĞADA : GDO
günümüzün en çok dikkat
çeken konularından biri.
Sizin bu konudaki
düşünceleriniz nelerdir?
Uygar ÖZESMİ : GDO
dediğimiz şey doğanın kendi
yapısından ayrı olarak,
teknoloji kullanılarak başka
bitki ve
hayvanlardan farklı türlere
gen aşılanması
anlamına geliyor. GDO
doğanın kendi iç işleyişine
de müdahele etmektir.
Biliyoruz ki bu müdahele hem
insan sağlığına hem de
doğaya son derece zararlı.
Zeynep İŞMAN : Bize “
Yasak Meyve Cehennemden
Çıkış “ kitabınızdan biraz
bahseder misiniz?
Uygar ÖZESMİ :
Kitabımı yazmam tam 10
senemi aldı ve geçen sene
basıldı kitabım. Genel
anlamda dünyanın içerisinde
bulunduğu problemleri ve bu
problemlere ne gibi
yaklaşımların çözüm
olabileceği konusuna
değindim. Amacım insanların
düşünmesini sağlayarak kendi
çözümlerini kendileri
bulmaları.
Doruk DAĞADA :
Kelimelerin size
düşündürdüğünü, tek
kelimeyle bize söylemeniz
gerekse bu kelimeler neler
olurdu ?
Uygar ÖZESMİ :
Mutluluk - Doğa
Aile - Mutluluk
Para - Yararlı
Başarı - Önemli
Doğa – Mutluluk.
|