TÜRKİYE’YE BALE YAPTIRAN ADAM
ayatta mutlaka kendiniz için bir şey yapın dans edin!” diyen ülkemiz gençlerine baleyi tanıtan ve sevdiren ünlü balet Tan Sağtürk okulumuz öğrencileriyle güzel bir söyleşi için buluştu. Sanat kariyeri, dansla tanışması, bugün geniş kitleler tarafından tanınmasına
sebep olan popülaritesine kadar birçok konuda sorularımızı yönelttiğimiz Sağtürk, bugünbale ve dans sözcükleriyle beraber anılan en popüler isimlerden biri. Başarısıyla geniş kitlelere ve çocuklara dansı sevdirmekle kalmayıp, birikimini yine farklı bir yolla kitapları aracılığıyla çocuklara ulaştırıyor. Çocuklara yönelik yazdığı kitaplarda ise popüler klasik bale eserlerinin hikayelerini çocuklar için tekrar yorumluyor. Tan Sağtürk’ün yazarlığını yaptığı bu yeni kitap dizisinde çocuklar Fındıkkıran, Don Kişot ve Uyuyan Güzel gibi klasiklerle tanışıyorlar. Özel İstanbul Koleji olarak Tan Sağtürk’ü söyleşi amaçlı ağırlıyor olmaktan büyük bir mutluluk duyduk. Bale ve dansın hayatına kattıkları ile çocuklarımıza örnek olacağına inandığımız Tan Sağtürk, öğrencilerimizle birlikte gerçekleşen söyleşimiz öncesi, Greta Polt ve Sinan Öztaş’ın sorularını yanıtladı.
Greta Polt: Baleye nasıl başladınız? Balet olmaya nasıl karar verdiniz? Sahneye ilk çıktığınızda neler hissettiniz?
Tan Sağtürk: Bir teklifle başladım. Konservatuardan bir öğretmen teklif etti ben de sınava girdim ve kazandım, kazandıktan sonra bir sanatçı adayı oldum. Sahneye ilk çıkmam da ‘Kopela’ isimli bir eserle Çinli bebek rolü ile oldu. Öğretmenimin dediğiyle çok meşguldüm hiçbir şey hissedemedim ama gösteri sonunda öğretmenimin aferin sana demesi ile çok mutlu oldum.
Sinan Öztaş: Balenin size kattıkları nelerdir ve çocukların gelişimine nasıl katkı sağlar?
Tan Sağtürk: Sürekli çalışmamız gerektiği için formda olmamı ve algılarımın açık olmasını sağladı. Arkadaşlarım ile dans ettiğim için dostluk ilişkilerime çok katkı sağladı.
Greta Polt: Bale sanatçısı olmak isteyen çocuklara tavsiyeleriniz nelerdir?
Tan Sağtürk: Mutlaka bir bale okuluna gitmeleri, yetenekleri konusunda bilgi almaları. Herkes her konuda yetenekli olmayabilir, bunun için uygun olup olmadığına bakılmalıdır.
Sinan Öztaş: Fransız Devlet Balesine giren ilk ve tek Türk balet oldunuz bu başarınızı neye borçlusunuz?
Tan Sağtürk: Zor sorular bunlar çocuklar Çok çalışmak değil, çünkü hepimiz çok çalışıyoruz çalışmamak gibi bir şey söz konusu olamaz. Zannediyorum özel bir yeteneğim varmış bir de her günü yeni bir gün olarak değerlendirdim. Fransız Devlet Opera ve Balesine girmemde benim kadar öğretmenlerimin de çok emeği vardır.
Greta Polt: Fransa’da kazandığınız başarılardan sonra orada devam etmek yerine neden Türkiye’ye döndünüz?
Tan Sağtürk: Ben artık kariyerimi tamamlamıştım. Türkiye’de bir şeyler yapmam gerekiyordu. İstanbul Devlet Opera ve Balesinde Baş Balet olarak çalışmaya başladım. Fransız vatandaşıyım ve bir evim de orada var hiçbir zaman kopmadım. Benim ülkem burası ve hizmet etmekten gurur duyuyorum.
Sinan Öztaş: Balet Tan Sağtürk olarak tanındınız, sizin tanınırlığınızın artmasından sonra Türkiye genelinde baleye de bir ilginin arttığını gözlemliyoruz. Buna ne gibi katkılarınız oldu?
Tan Sağtürk: Ülkemizde mesleğimiz bir sanat dalı olduğu için bahsetmek zorundayız. Sınıf arkadaşım Fazıl Say da aynı şeyi yapıyor ben de. Gittiğimiz her yerde mesleğimizi anlatmaya çalışıyoruz. Biz anlatırsak daha çok bilinecek, balenin bu kadar bilinmesinde tanıtarak bir katkım olduğunu düşünüyorum.
Greta Polt: Türkiye’de bale ve dansa yeterince önem veriliyor mu? Önem verilmesi için ne yapılması gerekir?
Tan Sağtürk: Türkiye önemli bir ülke çünkü birçok şey yeni yeni yapılıyor. Bale okulları açıyoruz açtığımız okullar Cumhuriyet tarihinin ilk bale okulları bu okulları açmak ise bana nasip oldu.
Sinan Öztaş: Sizin başladığınız tarihlerde bu işle uğraşmak isteyen insanlar olmuştur uğraşanlarda olmuştur! Sizi bunların arasından yukarıya çıkaran nedir? Sizin başarı sırrınız nedir?
Tan Sağtürk: Şanslı olduğumu düşünüyorum çünkü benim sözlerim dinlenir hale geldi. En az benim kadar emek veren meslektaşlarım da var tabii ama ben sanki bir şey bilmiyormuşum gibi her gün yeniden bilgi katıyorum kendime..
Greta Polt: Türkiye’de erkek dansçı olmak nasıl bir duygu? Mesleğinizi ilerletirken günlük hayatınızda çevrenizden baskı gördünüz mü?
Tan Sağtürk: Benim gördüğüm baskıyı daha çok ailem üstlenmiş bana fazla bir şey yansıtılmadı. Yatılı okulda okuduğum için pek dışarı çıkmıyordum insanların baskılarının ve tepkilerinin ne olacağını bilemiyordum. Türkiye’ye geldiğim zaman insanların ‘’Aaa erkek balet nasıl olur?’’ diye konuştuklarını duydum balet olmayı anlattıkça anlayabildiklerini gördüm, erkeklerin neler yapacağını gördükçe insanlar bunu daha kabul edilebilir kıldılar. İnsanların verdikleri tepkiler bilmemekle ilgili, doğru bilgileri öğrendikten sonra böyle tepkiler verileceğini düşünmüyorum.
Sinan Öztaş: Eğitimli anne babalar bile “Oğluma tayt giydirip de bale yaptırmam” diyebiliyor bu durumu nasıl karşılıyorsunuz?
Tan Sağtürk: Güzel bir soru olmuş. Dans ederken tayt giyip insanları rahatsız eder miyim diye düşünmemek isterdim. Bir gün sizler büyür siyasete atılırsanız veya kültür bakanı olursanız bizim gibi sanatçılara çok yardımcı olmanızı bekliyorum. Bugünkü ortamda yardımcı olmayanlar yok mu elbette var ama daha fazla yardım edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Greta Polt: Bir yapıt ne kadar zamanda sahnelendirmek için hazır oluyor? Nasıl bir çalışma ve prova gerekiyor?
Tan Sağtürk: Dansçıların tatili olmadığı için her gün çalışıyoruz sıkı bir şekilde prova yapıyoruz. Eserin sahnelenmesi için eser olarak 15 günlük bir süreç yeterli oluyor tabi ki çabuk öğrenmek de önemli bir etken oluyor.
Sinan Öztaş: Tüm dünya Sizi büyük bir zevkle izliyor sizin zevk ile izlediğiniz bir bale sanatçısı veya örnek aldığınız biri var mıdır?
Tan Sağtürk: Örnek aldığım hiç kimse olmadı hayatımda ama zevkle izlediğim önemli dansçılar oldu. Bir tanesi Rudolf Nureyev’dir. Şansım ise direktörüm ve beni yıldız dansçı yapan da kendisi oldu.
Greta Polt: Klasik bale eserlerine kitaplarla yeniden hayat verme fikri nasıl oluştu?
Tan Sağtürk: Ada isminde bir kızım var. Ada 3 yaşındayken anlatacak masal ararken dans ettiğim eserlerin masallarını anlattım. Etkilendiğini gördüm ve diğer çocuklarında bu masalları bilmeleri için resimler ile eğlenceli hale getirerek kitaplar yapmaya karar verdim.
Sinan Öztaş: Tan Sağtürk için bale neyi ifade ediyor? Bale ve dans okullarından sonra kitap yazarlığı da yaptığınızı öğreniyoruz. Sırada ne var?
Tan Sağtürk: Çocuklar için yazmaya devam edebilirim, çünkü çocuklara ulaşmak büyüklere ulaşmaktan daha iyi, temiz ve samimi geliyor. Sırada büyüklere yetenekleri ile ilgili çocukları yönlendirmeleri için bir kitap fikrim var.
Greta Polt: Dansçı olmasaydınız hangi mesleği seçerdiniz?
Tan Sağtürk: Hiç düşünmedim.. Hep dansçı olmak istedim ama bütün meslekler bence çok güzel. Öğretmenlik yapmaya çalışıyorum. Dans okullarımda kendi bilgilerini aktarmak, başkalarının öğrenmesini sağlamak ve zamanla senin bilgilerinle büyüdüğünü görmek güzel bir duygu.
Sinan Öztaş: Kendinizi hedeflediğiniz yerde görüyor musunuz?
Tan Sağtürk: Çok çok üstünde, hiç böyle bir şey hedeflememiştim. Şimdi geldiğim nokta ise birçok insanın olmak istediği bir yer, mütevazi olamam. Şimdi ise hedefimin keyfini sürüyorum.
Greta Polt: Hayatınız bir filme çekilseydi filmin adını ne koyardınız?
Tan Sağtürk: Zor sorular Hiç düşünmedim ne olabilir diye.
Sinan Öztaş: Kendinizi tek kelimeyle ifade etmenizi istesek bu kelime ne olurdu?
Tan Sağtürk: Bu da zor bir soru oldu. Tek kelimeyle insan kendini nasıl ifade eder ki… Zayıf taraflarım saymam gerekirse çok yer kaplayabilir.
Greta Polt: Size birkaç kelime vereceğim. Kelimelerin, size çağrıştırdığı İlk kelimeyle cevap vermenizi rica ediyorum.
Tan Sağtürk:
Başarı: Çok çok çok çok çalışmak
Dans: Mutluluk
Mutluluk: Sahne perdesinin açıldığı an
Çocukluk: Şu an
Para: Hayalleri gerçekleştirmek için destek
Sanat: Benim hayatım
Sinan Öztaş: Bizimle röportaj yapmayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.
Tan Sağtürk: Ben teşekkür ederim.