DOĞA İLE BAŞBAŞA ARBORETUM CANLI AĞAÇ MÜZESİ
eni
kitabını kitapevlerinin raflarında çok yakında göreceğimiz çocuk
kitapları yazarı Sevim Ak, öğrencilerimiz ile çok özel bir
söyleşi için buluştu. İlk ve ortaokul öğrencilerinin yoğun ilgi
gösterdikleri söyleşi ve imza gününde, yazar Sevim Ak, yazmaya
başlama hikayesini, neden çocuk edebiyatını seçtiğini ve
ödüllerin kendi hayatındaki yerini anlattı. Otuzuncu kitabının
basımına hazırlanan Sevim Ak öğrencilerimizin çok şanslı ve
ayrıcalıklı olduklarını söyledi. Türkiye genelinde de
çocukların, Özel İstanbul Koleji’ndeki gibi okuma ve kütüphane
etkinliklerini yoğunlaştırmaları gerektiğine değindi. İşte
sorularla ve samimi yanıtları ile başarılı bir edebiyat portresi
.
Maya Arcan : 1985 yılından
beri çocuk kitapları yazıyorsunuz. Neredeyse 30 yıla yakın bir
süre demek bu. Yazmaya olan merakınız nasıl oluştu? Çocuk
kitapları yazmaya nasıl karar verdiniz?
Sevim Ak : Çocuk kitapları
yazmaya üniversite yıllarından sonra başladım. İlk başta
yetişkinler için öyküler yazıyordum kendim için. Hiç kimseye
okutmuyordum. Ama sonra içimdeki çocuğu keşfettim diyebilirim,
çocukluğuma geri döndüm. O dönemler hayatımın en renkli dönemi
olmuş aslında. Çocuk edebiyatı ile ilgilenme düşüncesi bu
şekilde gelişti. Sonra Türkiye ve dünya üzerinde çocuk edebiyatı
ile ilgili araştırmalar yaptım. İlk öykülerimi yazmamda bana
referans olan kitap “Ufacıktım” adlı bir kitaptır. Dora Gabe’dir
yazarı bu kitabın. Defalarca okudum bu kitabı, son derece yalın,
gösterişsiz bir anlatımı vardı kitabın. Anlatmak istediklerini
az sözle ve özlü cümlelerle aktarıyordu. Bir süre bu tarzı
taklit ettim diyebilirim. Sonra da kendimi bir mahallenin
çocuklarının öyküsünü yazarken buldum. Böyle yavaş yavaş başladı
yazın hayatım.
Arda Bektaş : Neden
ağırlıklı olarak çocuklara yönelik kitaplar yazıyorsunuz? Çocuk
edebiyatını sizin için cazip kılan şey nedir?
Sevim Ak : Ben
çocukların dünyasına kendimi daha yakın hissediyorum. Çocukların
dünyasında kalmak daha çok hoşuma gidiyor, onların evrenini
yakalayabildiğimi düşünüyorum ve o evrenin içerisinde kalmak
istiyorum.
Maya Arcan : Çocukluğunuzda
sizi en çok etkileyen kitap neydi ve neden? Bu kitabın yazar
olmanızda etkisi oldu mu acaba?
Sevim Ak : Aslında bu
kitabı yetişkin yaşlarında okumuştum ben. O kitapla “ Ben de bu
şekilde kitaplar yazabilirim” duygusuna kapıldım. Şimdi benim
kitaplarımı okuyup aynı şekilde düşünenler var, bu da çok hoşuma
gidiyor. Demek ki ben de kendi kitaplarımla, çocuklarda ve
gençlerde aynı duyguyu yaratabilirim.
Arda Bektaş : Çocuk kitapları
yazarken nelerden esinleniyorsunuz? Kitaplarınızdaki karakterler
mizahi genelde. Esin kaynağınız nedir bir yazar olarak?
Sevim Ak : Genelde
yaşadığım olaylardan ve kendi çocukluğumdan yola çıkıyorum. Bu
arada zaman zaman çocuk gruplarıyla çalışıyorum ben. Onlarla
çalışırken de hayatları, yaşadıkları sorunlar hakkında da fikir
sahibi oluyorum. Oralardan konular çıkıyor.
Maya Arcan :Okuma saati
uygulaması olan ve her gün düzenli olarak kitap okunan bir
okulun öğrencileriyiz bizler ve bu anlamda da kendimizi çok
şanslı hissediyoruz. Sizce Türkiye’de çocuklar yeterince kitap
okuyorlar mı? Kitap okuma oranını arttırmak için neler
yapılabilir?
Sevim Ak : Yok canım nerede.
Çok az kitap okuyorlar maalesef, sizler gerçekten şanslı
çocuklarsınız. Ailelere ve okullara çok büyük görevler düşüyor
bu anlamda. Çocuklara fazla kısıtlama getirmemek lazım,
istedikleri türde kitapları rahatlıkla okuyabilmeliler diye
düşünüyorum. Çocuk kitap okumuyorsa onu kitapla baş başa
bırakmak oldukça sıkıcı bir durum yaratabilir. Ama okullarda
birlikte kitap okumak, kitapları tartışmak, kitapevlerine
gitmek, kütüphaneye üye olmak gibi etkinlikler bu zevki
arttırır.
Arda Bektaş : 2012 yılında
Andersen Ödülü için Türkiye’nin aday yazarı oldunuz. Yazarların
ödüllendirilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bir yazar
için ödül çok önemli mi olmalı?
Sevim Ak : Ödüller
dünya çapında oldukları için önemli. Benim Almanca, Korece,
Arapça, Hollandacaya çevrilen kitaplarım var ama örneğin
İngilizceye çevrilen kitabım yok hiç. Sadece kitap özetleriyle
katılabiliyoruz yarışmalara. Ben ilk kitaplara verilen ödülleri
önemsiyorum. Ben hayatımda bir kez ve ilk kitabımla Akademik
Yayınevi’nin ödülünü almıştım. Kişiyi yazmak için özendiriyor,
kitabınız raflarda kalmıyor, baskıları oluyor.
Size moral veriyor ve devam etmek istiyorsunuz. Ben çok değerli
insanların vazgeçtiklerini gördüm. Bu yüzden ödüller önemli
diyebilirim.
Arda Bektaş : Oyunlarınızdan
“ Düşlere Sobe” İstanbul Şehir Tiyatroları’nda da oynandı.
Tiyatro eserlerine ağırlık vermeyi düşünür müsünüz? Gelecekle
ilgili bu tip projeleriniz var mı?
Maya Arcan : Kendinizi bir
kelime ile ifade etmeniz istense o kelime ne olurdu?
Sevim Ak : “Sakar”
diyorlardı, bana ama onu demeyeyim isterseniz. “Utangaç” diyeyim
en iyisi.
Maya Arcan : En sevdiğiniz
yazar kimdir ve neden?
Sevim Ak : Bu
değişiyor aslında. Roland Dahl’ı severim, tüm kitaplarını okumak
isterim. Yeni yazarları da seviyor ve okuyorum. Zaman içinde
değişebiliyor bu.
Arda Bektaş : İleride yazar
olmayı hayal eden çocuklara ne yapmalarını ve ne yapmamalarını
önerirsiniz?
Sevim Ak : Yazma keyiflerini
korumalarını isterim. “Ben şunu yazdım, göndersem yayınlarlar
mı?” gibi kaygılar yaşamadan kendi içlerinde çalışmalarını
sürdürmelerini ve tabi çok kitap okumalarını öneririm.
Maya Arcan : Son olarak şu
kelimelerin sizin için ne ifade ettiğini yine tek kelime ile
söylemenizi istesek?
Sevim Ak :
Başarı : İyi insan olmak.
Mutluluk :O da iyi insan olmakla birlikte gelir bence.
Aile : Aile kavramının bu kadar kutsallaştırılmasını biraz
yadırgıyorum çünkü aile kavramı dışında kalan çocuklar da var bu
da onlarda baskı oluşturuyor. Bu kavramın çok abartılmasını
yadırgıyorum.
Yazmak : Beni dış dünyadan uzaklaştırıp rehabilite eden bir
çalışma olarak görüyorum. |