"OYUNCAK VE İNSAN KALBİ ÇOK BENZER BİRBİRİNE."
er
gezide olduğu gibi yine içimizde günün ruhuna uygun tarifsiz bir
heyecan. Bizi müzenin girişinde görevli karşılıyor. Merdivenleri
çıkarken çocuklara İstanbul Oyuncak Müzesi 23 Nisan 2005 yılında
Sunay Akın tarafından kurulduğunu anlatıyor
öğretmenimiz."1700’lü yıllardan günümüze oyuncak tarihinin en
harika örnekleri sergileniyor bu müzede" diye devam ediyor.
Gerçekten de Sunay Akın’ın 1990 yılından başlayarak pekçok
ülkedeki koleksiyonerlerden, antikacılardan ve açık
arttırmalardan oyuncakları toplayarak İstanbul Oyuncak Müzesini
kurmuş. Oyuncak Müzesini neden kurduğunu ise şöyle açıklıyor
"uygarlık tarihini daha eğlenceli, daha akılda kalıcı bir
öğrenme yöntemi ile sunmak istedim. Örneğin, uzay oyuncaklarının
sergilendiği bölümde Ay’a ulaşma çabası, tren oyuncakları
bölümünde ise sanayi devrimi, oyuncakların diliyle
anlatılmaktadır. "
Öğrencilerimiz ile birlikte her katta ve hatta her odada
bambaşka bir dünyanın içine giriyoruz. Biz öğretmenlerin de
çocukluk dönemine denk gelen oyuncakları görünce belki de
refleks olarak çocuklara"bende küçükken bu oyuncakla oynamıştım"
diyoruz. Şuan peluş diye adlandırılan bez bebekler, teneke
oyuncaklar, plastikten askerler, telli arabalar, tahta
oyuncaklar, kuklalar, tematik oyuncaklar, rengarank topaçlar ve
rüzgar gülleri. Tarihi öneme sahip karakterlerin oyuncakları da
yine öne çıkanlar arasındaydı. Monalisa, Charlie Chapline,
Marline Morlo, Chircill, Elvis Presley ve daha bir çok ünlü
isim.
Sumay Akın'ın şiir kitaplarında da sık sık vurguladığı
Kızılderililer yine oyuncak müzesinin gözdesi. Tabi tarihi
olaylara ve yerlerde unutulmamış. Kuzey Güney savaşı, Nazi
Almanyasını sembolize eden oyuncakların yanı sıra günlük hayatın
geçtiği tematik Empaire State binası, Eyfel Kulesi ve Buckingham
Sarayı unutulmamış.
Gezimizin sonuna yaklaşırken müzenin kafesinde Sunay Akın ile
karşılaşmamız hoş bir sürpriz oldu. Öğrencilerimiz ile yakından
ilgilenen Sunay Akın çocuklarla sohbet ettikten sonra hatıra
fotoğrafı çektirdi. |