DİLEĞİM  FİKRET  LERİN SAYICA AZALMASI

yunculuk kariyerini 40 yıldır başarılı bir çizgide devam ettirmiş, tüm bu zaman zarfında iyi bir anne olmayı da başarmış, hatta yakın zamanda babaanne olma sıfatını da kazanmış, çok samimi, çok candan ve çok sıcak bir kişi. Konuştukça sizi daha da içine alan, merak uyandıran, saatlerce kendisini dinleyebileceğinizi düşündüren bir insan. Eşiyle birlikte Türkiye nin duayen tiyatrocularından sayılan, Haldun Dormen in daha ilk oyununda büyük bir cesaret örneği göstererek kendisine başrol verdiği, usta bir oyuncu. Altı Haftada Altı Dans Dersi dersek sanırım kimden bahsettiğimizi anlamanız hiç de zor olmayacak. 18 Şubat tarihinde okulumuz öğrencileriyle güzel bir söyleşi yapan Sayın Nevra Serezli den bahsediyoruz elbette. Ve daha fazla sizleri meraklandırmadan da bu güzel söyleşiyle baş başa bırakıyoruz sizleri..
İlknur Çilingir : Neden tiyatroyu seçtiniz? Ailenizde tiyatrocu var mıydı?

İlknur Çilingir : Neden tiyatroyu seçtiniz? Ailenizde tiyatrocu var mıydı?

Nevra Serezli : Aslında ailemde hiç tiyatrocu yoktu. Lise dönemlerindeyken okuldaki piyeslerde rol alırdım ve bundan da müthiş bir haz alırdım. Tek bir karakterde kalmak istemediğimi ve birçok karaktere bürünebilme şansına da ancak oyuncu olduğumda sahip olabileceğimi anladım ve bu şekilde de oyuncu oldum.

Emre Manavoğlu : Tiyatroda, televizyonda ya da sinemada yer alacağınız bir projeyi seçerken, sizin için en önemli kriterler nelerdir?

Nevra Serezli : Önce senaryo, sonra yönetmen ve en son da iyi oyuncular diyebilirim. Bu üçünde en iyiyi yakalayabilirseniz ortaya çıkan iş de iyi olur. Bugüne kadar sevmediğim hiçbir oyunu oynamadım ben. Rolünüzü gerçekten severseniz tüm diğer taşlar da yerine oturur zaten.

İlknur Çilingir : Bunca senelik oyunculuk geçmişinizi göz önünde bulundurursak, yönetmenlik ya da oyun yazarlığı yapmayı hiç düşündünüz mü? Gelecekte tiyatro veya sinema yönetmenliği ya da yazarlığı tarzında bir projeniz var mı?

Nevra Serezli : Herkes en iyi becerdiği şeyi yapmalı diye düşünüyorum. Ben de iyi bir oyuncuyum ama bu iyi bir yönetmen veya oyun yazarı olacağım anlamına gelmez.

Emre Manavoğlu : Kendinizi nasıl bir izleyici olarak tanımlarsınız? Farklı oyunları görebilme zamanı yaratabiliyor musunuz kendinize yoğun temponuzdan? Son gördüğünüz oyun neydi örneğin?

Nevra Serezli : Bizim mesleğimizde tüm diğer oyunları da takip etmeniz, her şeyi gözlemlemeniz ve kafanızda birtakım notlar almanız önemlidir. Son seyrettğim oyunlar Özel Hayatlar ve Leyla nın Evi ydi.

İlknur Çilingir : Bugünkü adıyla Robert Kolej olarak bilinen Arnavutköy Kız Koleji mezuniyetinizi takiben, Amerika da tiyatro eğitimi aldınız. İngilizcenizin bu denli ileri seviyede olması, Türkiye dışında, Amerika veya İngiltere de oyunculuk kariyeri geliştirme düşüncesini sizde uyandırmadı mı geçmişte? Neden yurtdışında değil de Türkiye de oyunculuk yapmayı tercih ettiniz?

Nevra Serezli : Aslında yurtdışında festivallerde oynadım. İngiltere ve Fransa da birden fazla sayıda performans sergiledim. Amerika ya kısa süreli bir kursa katılmak için gitmiştim, 4 yıllık tiyatro eğitimi değildi. Hiçbir durumda Amerika da kalmayı düşünmedim oyunculuk yapmak için. Orada sadece   çok iyi İngilizce konuşan bir Türk oyuncu   olarak yer alabilirsiniz.

Emre Manavoğlu : Nevra Serezli ismi akıllara direkt olarak   başarı   kelimesini getiriyor. Sizinle birlikte oyunculuk serüveninde yola çıkmış birçok oyuncunun, artık isimleri dahi anılmıyor. Yüzlerce yeni oyuncuya ilham kaynağı olmanızın ve birçok oyuncu içerisinden sıyrılarak bu denli başarılı olmanızın sizce nedeni nedir? Başarınızı ve diğer oyunculardan farklı olmanızı neye bağlıyorsunuz?

Nevra Serezli : İstikrarlı davranmak, devamlı güzel oyunlarda oynamak, oynadığım her oyunun başarı seviyesinin yüksek olması, kaliteden ödün vermemek, ucuz iş yapmamak, iyi tiyatrolarda oynamak, belirli bir çizgiyi tutturmak, tüm bunların karışımı diyebilirim. İsmim 40 yıllık oyunculuk sonrasında artık bir   kalite kontrol   unsuru oldu aslında. Nevra Serezli nin kötü bir şeyde olamayacağına dair güveni verebilmişim seyirciye geçmiş 40 senede. Aynı durum eşim Metin Serezli için de geçerlidir diyebilirim.

İlknur Çilingir : Günümüzde oyunculuk dendiğinde, artık sahnelerde sadece eğitimli oyuncuları değil, mankenler ve ses sanatçılarını da görüyoruz. Bu konuya bakış açınız nedir?

Nevra Serezli : Herkes oyuncu olabilir diye düşünüyorum ben. Kabiliyet varsa ve kişi dersini de iyi çalışıyorsa oyuncu olabilir ve kimse de bu konuda karşı çıkma hakkına sahip değildir. Ama tabi eğitim de şarttır. Eğer üniversite diplomanız varsa birtakım şeyleri yapmanız kolaylaşır. Ayrıca disiplin de çok önemli tabi. Disipinli çalışma da başarıyı beraberinde getirir.

Emre Manavoğlu : Tiyatro oyunculuğunu
meslek olarak düşünen yeni nesillere tavsiyeleriniz nelerdir? Neleri yapmak ya da nelerden kaçınmak gerektiğini düşünüyorsunuz?

Nevra Serezli : Bu mesleği seçmek isteyen kişinin mutlaka tiyatrolara gitmesi ve fazla sayıda oyun görmesi gerekir. İyi filmleri seyretmeli ve bol bol kitap okumalıdır. Sonrasında da iyi bir tiyatro kursuna yazılarak gerekli eğitimi de alması gerekir. Bu aşamalardan geçmemiş birinin oyuncu olmak istiyorum demesi de uygun olmaz. Bir mesleğe sarılmak istiyosanız, o meslek hakkında bilgi sahibi olmak için gereken her şeyi yapmak zorundasınız.

İlknur Çilingir : Uçuş korkunuz olduğunu bir röportajınızda okuduk ve bu konuyu çok da merak ettik. Hatta eşiniz sizi karayoluyla yurtdışına dahi götürmüş. Uçuş korkunuza sebep olan kötü bir deneyiminiz mi oldu? Sakıncası yoksa bizimle paylaşır mısınız?

Nevra Serezli : Evet, sebepsiz bir uçuş korkum var. Heryere karayolu veya denizyoluyla gitmek zorundayım malesef çünkü uçağa hiçbir şekilde binemiyorum. Sebebini gerçekten de bilemiyorum.

Emre Manavoğlu : Kendinizi bundan 10 yıl sonra hangi noktada görüyorsunuz?

Rol gelmediği zaman her tarafımız ağrır, oflar puflarız, bir rol çıkar, birden bütün ağrılarımızı unutur hemen iyileşiriz.

İlknur Çilingir : Favori kelimeniz nedir?

Nevra Serezli : Hiç düşünmedim bunu, çok fazla kullandığım bir kelime yok sanırım. Bunu bir düşüneyim ben gerçekten.

Emre Manavoğlu : En büyük hayaliniz nedir?
Nevra Serezli : Gerçekten tüm isteklerime kavuştuğuma inanıyorum ben. Evde hiçbir şey yapmadan oturuyor olmak en büyük korkumdur.  Ben reddedeyim yeri geldiğinde ama yine de bana iş gelmeye devam etsin  diye düşünürüm. Aktif olamayacağım, işimi yapamayacağım bir hayat bana hiçbir şekilde cazip gelmez.

İlknur Çilingir : Kariyerinizde yaşadığınız en büyük hayal kırıklığı neydi?

Nevra Serezli : Hiç hayalkırıklığı yaşamadım ben, bu konuda şanslı bir insanım sanırım. Sadece bazen dizilerde, çok zevkle başladığınız ama birkaç bölüm sonra, dizi tutmadığı için kaldırılma durumlarında biraz
hayal kırıklığı yaşarsınız. Rolü sevdiğiniz halde birden ortada kalırsınız ama bu sadece
televizyon dünyası için geçerlidir. Tiyatroda hayal kırıklığı yaşamadım hiç.

Emre Manavoğlu : Bugünlere gelmenizde en büyük rolü olan kişi kimdir ve neden?

Nevra Serezli : Haldun Dormen dir. Beni tiyatroya oyunda dahi bana güvendi.

İlknur Çilingir : Sabırsızlıkla beklediğiniz bir sanat olayı var mı ve nedir?

Nevra Serezli : Çok az oyun yazılıyor Türkiye de. Şimdilerde herkes televizyon dizilerine kanalize olmuş durumda.

Yeni nesil tiyatroculardan oyun yazarlarının çıkması ve güzel oyunlar yazmalarını çok istiyorum. Çok iyi oyuncu ve rejisörlerimiz var ama maalesef çok iyi oyun yazarlarımız yok.

Emre Manavoğlu : Sizce   sanatçı   nedir?

Nevra Serezli : Sanatçı ileriyi gösteren, güzelliği anlatmaya çalışan, esasen yaratıcı olandır. Bizler aslında icracıyız ama resim yapan, heykel yapan, müzik besteleyen kişi daha çok sanatçıdır. Bizlerin sanatçı yanımız, iyi icracılar olmamızdan kaynaklanır.

İlknur Çilingir : Kendinize örnek aldığınız bir tiyatrocu var mı?

Nevra Serezli : Bu konuda çok iç rahatlığıyla ve net bir şekilde Yıldız Kenter diyebilirim. Disiplinli, sporunu her zaman yapması, devamlı tiyatroya gidip prova yapması, tüm bunlar onu Yıldız Kenter yapıyor.

60 senedir sahnede olduğu halde hala sabah 9 da gidip provasını yapar, provasız oynayamaz mı pekala oynar, ancak burada önemli olan mesleğine duymuş olduğu saygıdır.

Bu saygı onu zaten toplum önünde eşsiz bir sanatçı yapıyor. Bundan çok etkilenmişimdir ben her zaman.

İlknur Çilingir : Kendinizi bir kelime ile ifade etmeniz istense bu kelime ne olurdu?

Nevra Serezli :   Anne   olurdu.