HAYAL KURMADAN HİÇBİR ŞEY OLMAZ

ysel GÜRMEN ilk ve orta öğrenimini, 1963-1974 yılları arasında Kıbrıs'ta tamamladıktan sonra lisans öğrenimi için İstanbul'a geldi. Boğaziçi Üniversitesi İşletme ve Eğitim bölümlerini bitirdi.. Tam Öğrenme Yöntemi (Mastery Learning Theory) kuramının mimarı Prof. Dr. Benjamin S. Bloom'un yetiştirdiği öğrencilerden Prof. Dr. Güzver Yıldıran'ın öğrencisi ve asistanı olma şansını buldu. 1995 - 2008 yılları arasında kurucularından biri olduğu Uçanbalık Yayınlarının yöneticiliğini yaptı. 2008 yılında Kırlangıç Yayınlarını kurdu. Okul öncesi ve ilköğretim çağı çocukları için elliye yakın kitabı var. Yazdığı metinlerin bazıları Türkçe ders kitaplarında yer almaktadır. Yazarımız Aysel GÜRMEN okul öğrencilerimizle yaptığı sohbet öncesi SHAYA DAHAN ve STEFAN OĞUZHAN HEİNZ’in sorularını yanıtladı.


 

STEFAN OĞUZHAN HEİNZ: Çocukluğunuzdan ve aldığınız eğitimlerden bahseder misiniz? Yazarlık yönünüzü hangi yaşlarda nasıl fark ettiniz?
AYSEL GÜRMEN: İkincisinden başlayayım. Yazarlık yönümü çocukken fark etmedim. Çünkü çocukken ben Kıbrıs’ ta doğdum ve büyüdüm. Dolayısıyla çocukluk yıllarımda daha ilkokula başlar başlamaz orada savaş çıktı ve tam böyle savaştan, çatışmalardan kaçarken, göç ederken ilkokul eğitimim öyle geçti. Ortaokul eğitimim de öyle. Kıbrıs’ ta ilk, orta ve liseyi okudum. Daha sonra da İstanbul’a geldim. Boğaziçi Üniversitesinde okudum. İki bölüm bitirip sonra yüksek lisans yaptım. Bir süre çalıştıktan sonra kitap yazmaya başladım. Ben yazar olmaya karar vermemiştim, kitap yazmaya karar vermiştim. Kitap yazınca yazar olunuyormuş. Ben bunu bilmiyordum. Sadece kitap yazacağımı biliyordum. Doktor olmak istiyordum örneğin ama doktor olamadım, eğitimci oldum. Öğretmenlik yaptım. İlkokulda, ortaokulda, lisede yetişkin insanlara öğretmenlik yaptım. Ama bu arada da kitaplar yazdım. 7 yaşındayken savaşın ve savaşın getirdiği acıların nasıl etkilediğini anlatan bir kitap yazmak istiyordum. Onu uzun bir öykü halinde yazdım. Daha sonra üniversitede okurken başka bir kitap daha yazmak istedim. Dedim ki 2-7 yaş çocuklarının dünyasını ben öyle bir şekilde anlatacağım ki hem çocuklar o kitabı çok sevecek hem anneler babalar okuduğu zaman çocuklarını daha iyi tanıyacak hem de onlar arasında daha güçlü bir iletişim olacak. Eğitimciler, öğretmenler ve psikologlar okuduğu zaman şöyle diyecek; “ Aaa bu yazar Piyaged’in son işlem dönemini yazmış” diyecek. Ama ben yazamadım tabi düşündüm düşündüm yıllarca düşündüm. Nasıl yazarım, nasıl anlatırım bilimsel mi olsun, öykü mü olsun, roman mı olsun, nasıl olsun deyince bir gün beynimde birden bir şimşek çaktı. Hah bu çok güzel bir yöntem kısa kısa öyküler şeklinde yazarsam hem çocuklar kolay okur hem çok severler kitap okumayı da severler. Çabuk çabuk kısa kısa öyküleri okuyup kendisini orda bulunca daha çok seveceklerdir. Evet, daha sonra çok sevdiler. Ben istediğim kitapları yazdım ve şu anda 60 yaşındayım. 38 yaşından beri yazıyorum dolayısıyla yaklaşık 60 tane kitabım var. Yazarlık yönümü de yazmaya başladıktan sonra fark ettim, 38 yaşında fark ettim. 2 yaş ve 15 yaş grupları arasına farklı farklı kitaplarım var.
SHAYA DAHAN: Hem yazar hem de eğitimci olarak birçok ödüle sahipsiniz. Sizce bir sanatçı için ödülün önemi nedir? Ya da ne olmalıdır?
AYSEL GÜRMEN: Ödül önemsizdir desem yalan söylemiş olurum. Ben yalan söylemeyi hiç sevmem. Ödüller önemlidir çünkü bir sanatçıyı çok mutlu ediyor. Neden mutlu ediyor çünkü bir kitap yazıyoruz biliyoruz çocuklarda onu çok seviyor. Görüyoruz çünkü ben görüyorum. Anne, babalar ve öğretmenler söylüyor. Çocuklarımız bu kitabı çok sevdi diye veya bu kitapları çok sevdi diye söylüyorlar. İnsan takdir edilmek istiyor. Bir kurum, bir okul veya bir organizasyon size bir ödül veriyor. Hımm diyor yazar iyi bir iş yaptığım için bana ödül verdiler. O zaman ben daha iyisini yapmalıyım diye çalışmalıyım der. Daha iyisini yapmaya çalışır. Siz kendinizden düşünün bir işi yapıyorsunuz, çalışıyorsunuz kimse size aferin demezse ne yaparsınız bir süre sonra o işten vazgeçersiniz. İşte biz de sizin gibiyiz aslında.
STEFAN OĞUZHAN HEİNZ: Uçanbalık Yayınevi ve Kırlangıç Yayınevini kurdunuz. Hem yayınevi sahibi hem yazar olarak, yayınevlerine ve yazarlara önerileriniz neler olabilir?
AYSEL GÜRMEN: Yayınevlerine önerim; yeni yetişen çocukları daha iyi tanımalarıdır. Her yeni nesil bir önceki nesilden çok farklıdır. Onların seveceği kitaplar yazmalarını öneririm. Çocuklar için yazan yazarlar eminim ki belli bir duyarlılığa sahiptir. Kitaplardan okudukları zaman çocuklara akacak olan zenginliği oraya koymayı ihmal etmiyorlardır.
SHAYA DAHAN: İnsanların çoğu ‘Hayatımı yazsam roman olur’ der. Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yazmak bir yetenek midir?
AYSEL GÜRMEN: Hakikaten herkesin hayatı bir değil onlarca roman olur. Yüzlerce, binlerce öykü yazılabilir. Ama herkes kitap yazabilir mi? Hayır, yazamaz. Birisinin kitap yazabilmesi için sizin yaşlardayken yani çocukken çok kitap okuması gerekir. Eğer kitap okumuyorsa kitap da yazamaz. Kitap yazmak için hangi araç kullanılır? Ressam resimlerini yaparken boya ve fırça kullanır. Sanatını resimle yapar. Peki yazarlar ne ile yapar? Dil kullanarak. Çünkü edebiyat söz söyleme sanatıdır. Eğer söz söylemeyi bilmiyorsa bir yazar söyleyecek sözü yoksa nasıl yazar? Yazmak isteyebilir ama yazabilmesi için onu nasıl yazacağını bilmesi gerekir. Onun için bir aracı olması gerekir elinde. O da dildir. Güzel kelimeleri yan yana getirecek, güzel cümleler kuracak, o cümleleri de yan yana getirecek, güzel bir metin oluşturacak ki okuyan beğensin. Bunun için de öncelikli olarak çok küçük yaştan itibaren çok kitap okumak gerekir. Dilin inceliklerini bilmek gerekir. Bilmek de yetmez istek gerekir. Çalışmak gerekir. O okuyarak sahip olduğu o güzel dille anlatacağını anlatabilsin diye. Yazmak bir yetenek midir? Yetenektir ama kitap okuyarak o dilli geliştirmezse, ifade yeteneğini geliştirmezse her yetenek gibi o da işe yaramaz. Çünkü yetenek önemlidir. Hepimiz farklı farklı yeteneklere sahibiz. Ama o yeteneği geliştiremezsek ve o yeteneği geliştirerek bir eser ortaya koymak için çalışmak gerekir. Yazar için çalışmak nedir? Kitap okumak.
STEFAN OĞUZHAN HEİNZ: Biyografik öyküler dizisi altında“Aşık Veysel ve Cemal Reşit Rey’i” anlatan kitaplar yazdınız. Bu kitapları yazmaya başlarken bir hedefiniz var mıydı? Varsa hedefinize ulaştığınızı düşünüyor musunuz?
AYSEL GÜRMEN: Tabi proje olarak bir hedefi vardı zaten. Ben kendim düşünmedim. Aşık Veysel ve Cemal Reşit Rey’in biyografik öykülerini yazmayı. yayınevi düşündü. Bana yazmam için sordu ve ben de çok mutlu oldum. Tam o sırada şunu düşünüyordum. Acaba bizim kültürümüzü yeni nesille yani bu kültürle büyüyen çocuğa nasıl daha iyi aktarabiliriz diye düşündüm. Sanatçılarımız çok önemli, sanat çok önemli ve eğitimi çok önemli. Ama bizim çok önemli sanatçılarımız var. Bu sanatçılarımızı, onların yaşam öykülerini ve yaptıkları işleri çocuklara şöyle hoş güzel bir öyküyle edebiyat ve müzik sanatını birleştirip zevkle bakacakları, keyifle okuyacakları kitaplar yapsak nasıl olur, diye tam düşünürken yayınevi biz böyle 3 tane müzisyenin hayatının yazılmasını istiyoruz çocuklar için yazar mısın, dediler. Memnuniyetle yazarım, dedim. Ben de çalışmaya başladım. Bu yazarların biyografisini yazarsam çok kalın bir kitap olur diye düşündüm. Kısa öykü nasıl olur diye düşünmeye başladım. Ben o büyük çok değerli müzisyenlerimizin oraya çocukluk öyküsünü koyarsam hem kısa olur hem de hoşlarına gider diye düşündüm. Ve bu şekilde proje gerçekleşti. Çok da güzel oldu. Ama tabi bunun kararını siz vereceksiniz, siz okuyacaksınız. Diyeceksiniz ki beğendik, beğenmedik. Bu müzisyenlerin çoğunun hayatlarının çok güzel bir özeti olduğu söylenebilir. Çok da güzel resimlendiler.
SHAYA DAHAN: Çocuk ve gençlik edebiyatını tercih etmenizdeki sebep nedir?
AYSEL GÜRMEN: Yetişkinler için yazmakla, çocuklar için yazmak farklı yetenekler istiyor. Ayrıca çocuklara ve gençlere yazmak iiçin de onları tanımak gerekir. Ben bunun eğitimini aldım. Çocuk gelişimi psikolojisi okudum yıllarca. Dolayısıyla çocukların gelişim evrelerini, özelliklerini, onların dünyalarını bildiğimi düşünüyorum. Dolayısıyla üniversitede aldığım eğitim benim yazarlık kariyerimde bana çok yardımcı oldu. Ben çocukları çok seviyorum. Onlara seslenmeyi tercih ediyorum. İstesem yetişkinler için de kitap yazarım ama içimden gelmiyor. Çocuk öyküsü denilice, çocuklara yazılacak bir hikaye denilince çok heyecanlanıyorum. İçimden öyle geliyor.
STEFAN OĞUZHAN HEİNZ: Çocuk kitaplarında eğiticilik unsuru ne kadar yer almalıdır?
AYSEL GÜRMEN: Sanıyorum bunun ölçüsü yok. Bence önemli olan eğiticilik unsurunun ne kadar olduğu değil nasıl olduğudur. Yani o edebiyatın içerisinde nasıl yer aldığıdır. Çok olabilir ama öyle bir şekilde verilir ki çocuk o edebiyat eserini zevkle okur. Ondan hiç rahatsız olmaz Üzerinde hiçbir baskı hissetmez.
SHAYA DAHAN: Peki, Aysel Gürmen ne tür kitaplar okumaktan hoşlanır? Kütüphanenizi bize anlatmanızı isteseydik nasıl bir hikaye duyardık acaba?
AYSEL GÜRMEN: Ben her tür kitabı okumayı severim. Yani hiç bilmediğim uzay teknolojileri gibi çok detaylı anlamayacağım bir kitap olmadığı sürece her konudaki kitapları merak ediyorum. Aslında büyük bir kütüphanem var. Bazı kitaplar vardır. Onlar kaynak kitaplardır. Onları hiç vermiyorum. Orda duruyor. İhtiyaç olduğu sürece onlara dönüp bakıyorum. Ama bazı kitaplar vardır ki onlar sadece bir kez okunur. Bilirsin bir daha okumayacağını onları veririm.
STEFAN OĞUZHAN HEİNZ: Bu denli çok yönlü bir insan olarak, çocuklara, hayallerinin peşinde koşmaları konusunda neler söylemek istersiniz? Hayallerimizi gerçekleştirmemiz sizce zor mu yoksa inanmak yeterli midir?
AYSEL GÜRMEN: Hayal kurmadan hiçbir şey olmaz. Bir şeyi hayal etmezseniz onu gerçekleştirmeniz de mümkün değildir. Ondan sonra harekete geçersiniz. Dolayısıyla hayal kurmak çok önemlidir. Ben çocukluğumda yedi yaşımda bir hayal kurmuştum. Ben bir gün büyüdüğüm zaman şöyle bir kitap yazacağım. O hayali unutsaydım, peşinden gitmeseydim yazar olmayacaktım. Hayatım boyunca hep onu düşündüm “ Her zaman ben nasıl yazarım?” diye. Ama eğer onu unutsaydım üniversite birinci sınıfta hayalini kurduğum kitabı unutsaydım ve hep zihnimde taşıyıp zamanı geldiğinde ortaya çıkarmasaydım o zaman bir kitabım olmayacaktı. Hiçbir kitabım olmayacaktı. Yazar olmayacaktım. Dolayısıyla her kurduğumuz hayalin de peşinden gitmek zorunda değiliz ve gitmemeliyiz. Bazı hayaller vardır. Onlar kurulur ve unutulur. Bazı hayaller vardır ki o bizim hayatımızla ilgilidir. Kendimizi gerçekleştirmemizle ilgilidir. Bu hayatta ne yapmak istediğimizle ilgilidir. İşte o hayallerin peşini hiç bırakmamalıyız. eğer başarılı olmak istiyorsak. Hayallerimizi gerçekleştirmemiz sizce zor mu? Bazen zordur, bazen kolaydır. Ama peşini bırakmamız gerekir. Önce hayal kuracağız, bu hayalimizi gerçekleştirmemiz için çalışacağız ve çalıştığımız takdirde bu hayalimizi gerçekleştirebileceğimize inanacağız. Sonra o da gerçekleşecek. Böyle bir süreç var.
SHAYA DAHAN: Hayatınızın slogan cümlesi var mı, kişiliğinize yakın gelen, veya sizi en iyi tanımlayan?
AYSEL GÜRMEN: Yolundan şaşma, doğru yoldan ayrılma. Hayatımın slogan cümlesi bu. Hayatımda hep böyle yaşadım. Yolumdan şaşmadım ve doğru yoldan da ayrılmadım.