ANNE BABA TUTUMLARININ ÇOCUK RUH SAĞLIĞINA ETKİSİ
ğitimcilerin ve okulun çocuğun şimdiki gelişimi ve
geleceğini yönlendirdiğini düşünsek de aslında kişiliğin
geliştiği dönemin 0-5 yaş arasında olduğu bilimsel gerçeklik
hala sürüyor. Çocuğun psiko-sosyal gelişimi üzerine yapılan
araştırmalarda anne babanın davranış ve tutumları, değer
yargıları, çocuğun aile dinamiğindeki yerinin çocuğun
yaşamsal gelişimi ve toplumdaki yeri için belirleyici
unsurlar olduğu belirlenmiş.
Çocukluk döneminin ilk yaşantıların bizi yetişkinlik
döneminde de etkisi altında tuttuğunu biliyoruz fakat erken
çocukluk döneminde anne ve babanın davranışlarını kendimize
rol model olarak alıp toplumsal kural ve ilk yaşantı
örüntülerinin bunları temel aldığının ne kadar farkındayız?
Anne baba çocuklarına karsı olan tutumlarını belirlerken
çocuğun hangi gelişimsel dönemde olduğunu bilirse bu onları
birçok kalıcı hatadan kurtarabilir. Çünkü çocuklar
yetişkinliğe kadar birbirini izleyen ve birbirini temel alan
gelişimsel dönem merdivenlerini birer birer çıkar. Her çocuk
aynı değildir fakat her çocuğun geçtiği gelişimsel dönemler
aynıdır.
Anne baba tutumu ; anne baba çocuk arasında bir tür anlaşma
ve etkileşimdir. Bu tutumu etkileyen dışsal motivasyonlar
toplumsal değer yargıları, anne-babanın kendi çocukluk
deneyimleri, anne-baba olmaya hazır olma ve en önemlisi anne
babanın çocuktan beklentileridir.
Anne –baba-çocuk etkileşiminin temelinde çocuğa karşı olan
anne babalık rollerinden var. Çocuklar bu roller ve
beklentilerin karşısında biçimlenir ve davranışlar
geliştirirler. Sahip olduğumuz davranışların çoğunu öğrenme
yoluyla ile kazandığımızı göz önüne getirirsek anne-baba
tutumlarının ne kadar önemli olduğunu görmüş oluruz. Hatalı
anne baba tutumu çocuğun psıko-sosyal uyumsuzluklarının ve
sağlıksız gelişimsel dönemleri yaşamasının başlıca kaynağı
olarak görülür. Aile, dinamiğinde eğer çocuğa çok şey
verirse onun kendi gelişimini yönlendirememesine neden olur.
Ya da tam tersi çocuğa az şey verip
gelişimsel olarak desteklemez ya da uygunsuz örüntüler
ortaya çıkar. Çocuğa yetişkin gibi davranıp onun gelişiminin
hızlandırılacağı düşüncesi yanlış olup, anne-babanın
çocuğunun gelişimsel dönemine göre hareket etmelidir.
Anne-Baba Tutum Modelleri
Otoriter Tutum ; anne babalar çocuğun gelişim düzeyini,
kişilik özelliklerini ve isteklerini dikkate almadan,
çocuktan kendilerinin uygun gördüğü gibi davranmalarını
isterler. Bu tutuma sahip olan ailelerin çocuklar üzerindeki
sevgileri düşükken kontrolleri çok yüksektir.
Nasıl Oluşur? Ailelerin bu tutum içine girmelerine neden
olan sebepler ebeveynlerin dış dünyada algıladıkları tehdit
yoğunluğu, çocukla ilgili aşırı kaygılar,geleneksel eğitim
metodlarına sonsuz güven veya farklı ebeveyn tutumunun
olumsuz sonuçlarıdır.
Çocuklarına sevgilerini şartlı olarak gösterirler ve
kuralları sorgusuz kabul etmelerini beklerler. Kendilerini
toplumun otoritesi gibi çocuklarına empoze ederler ve
çocuklarına yanlış yapma hakkı tanımazlar. Bu tutuma maruz
kalmış çocuklarda sosyal uyumsuzluklar - kendilerine
güvensiz – çekingen – boyun eğici - içine kapanık -
saldırgan - kendinden güçsüze benzer davranış - mutsuz -
korkak - sürekli kuşku ve şüphe içinde olan - utanç
duygularını yoğun şekilde yaşayan - başkalarının etkisinde
kolayca kalabilen çok hassas kişilik yapısına sahip olurlar.
Ergenliklerinde devamlı eleştiriye maruz kaldıkları için
saldırgan davranışlar - iletişim bozuklukları –gibi sorunlar
görülür.
Yetişkinliklerinde ise asosyal – uyumsuz – pesimist- öfke
düzeyindeki yükseklik olarak kendini gösterir.
Aynı zamanda bu tutuma maruz kalmış bireyler, başarısızlığı
tolere edemezler, mükemmelliyetçidirler ve yüksek
beklentileri olur. Her zaman en yukarıyı hedef koyarlar.
Başarısızlık durumlarını, sistemin başarısızlığı olarak
kabul ederler.
Hoşgörülü Tutum; bu tutuma sahip olan ailelerin çocuklarında
ise sevgi çok fazla gösterilirken kontrol cok fazla
düşüktür. Çocukların yapabileceği pek çok şey anne baba
tarafından yapılır ve böylece çocukların yaşayarak
öğrenmelerinin önüne geçilir.
Nasıl Oluşur? Ailelerin bu tutuma sahip olmalarının nedeni
çocuk yetiştirme konusunda uzlaşamamaları ya da kısa vadede
çocuğa istediklerini yaptırmaktır.
Aile çocukların isteklerini her şartta kabul eder ve
sorgulamaz. Bu yüzden bu çocuklar her ortamda isteklerını
elde ettiklerı için doyumsuz olurlar. Bu ailelerde tv
seyretme, yatma saati, yemek yeme, oyun oynama, dışarı çıkma
konularına çocuk tek başına karar verir. Çocuğa sınır
koyulmadığı için bu çocuklar kendilerini ait hissedemezler
ve kendilerine güvensiz olurlar. Benmerkezci-asi-saldırgan
ve sosyal uyumları çok düşük olan çocuklardır.
Okul çağına geldiklerinde kurallara uymakta çok fazla
sıkıntı çektikleri için hayal kırıklığı yaşar ve içlerine
kapanırlar. Çocuk çevresinden de aynı şeyi beklediği için
arkadaşlık edinme ve sosyal ilişkilerde güçlük çekerler ve
bu yüzden de akranları tarafından dışlanmaya maruz kalırlar.
Ergenliklerinde sabırsız – iç denetimini sağlayamayan –
dürtüsel ve bağımlı hale gelirler.
Yetişkinlik döneminde ise diğer insanlara karşı anlayışsız-
başkalarının hak ve özgürlüklerini tanımayan kişilik
yapısında olurlar.
İhmalkar Tutum; bu tutuma sahip olan ailelerin çocuklar
üzerinde ne kontrolü ne de sevgisi vardır.
Nasıl Oluşur? Ailelerin bu tutum içine girmelerine sebep
olarak anne-babanın kendi sorunlarıyla baş edemiyor olması
ya da baskıcı tutumun olumsuz sonuçlar yarattığını gören
ebeveynlerde olabilir.
Çocuklar anne babalarını rahatsız edene kadar çocukla hiç
ilgilenmezler, ancak anne baba rahatsız olursa cocuk gündeme
gelir, gelse de gündem şikayetlerle dolu olur. Bu tip
çocuklar kendilerini ailede görünmez olarak varsayılırlar.
Çünkü anne baba tarafından fiziksel ve duygusal olarak
yalnızlığa itilirler. Bu tür ailelerde çocuk ilgiyi üzerinde
toplamak için suç eğilimine girer.
Ergenliklerinde sosyal gelişmede gecikme- saldırganlık –
okuldan kaçma - bir grubun üyesi olma (kendilerini
ispatlamak için) - iletişim eksikliği gibi sorunlar ortaya
çıkar.
Yetişkinliklerinde çok büyük özgüven sorunları ve bundan
kaynaklı hayata tutunamama gibi kalıcı sorunlar görülür.
Demokratik tutum; bu tip aileler çocuklarının üzerinde hem
sevgiyi hem de kontrolu hissettirirler. Çocuklarını hem
denetler hem de onların ihtiyaçlarının karşılanmasına olanak
tanırlar. Anne babaların davranışları birbiriyle tutarlı,
kararlı ve güven vericidir.
Nasıl olusur? Ailelerin bu tutumu kendi çocukluklarındaki
deneyimleri ve anne-baba rollerinin tam olarak ayrılmış
durumda olmasıyla meydana gelir. Cezadan çok, olumlu
davranışa odaklanırlar.
İletişim kanalları her zaman açık olan ailede çocuklar birey
olarak saygı görür ve belli normlar içinde onlardan da saygı
beklenir. Bu ailede çocuklar sınırlarının farkında oldukları
için tepkilerini ve duygusal olarak kendilerini kontrol
etmede başarılıdırlar. Bu çocuklar okul çağında ver
ergenliklerinde direkt iletişimci olmayı seçtikleri için
sorun yaşamaz, ailelerinin desteğini her zaman hissederler.
Yetişkinlik döneminde ise yardımsever-arkadaş canlısı-
sosyal uyumluluk düzeyi çok yüksek- saygılı - kendini
rahatlıkla ifade edebilen - öz kontrol becerileri yüksek -
özgüveni yüksek olan bireyler olarak karşımıza çıkarlar.
Uygun anne baba tutumları çocuğun sosyal gelişimindeki
etkilerini sıralarsak;
• Dengeli birey olabilmek için güven
• Sosyal kabul görme
• Toplumsal birey modeli
• Günlük problemlerin sosyal yaşam içindeki yeri
• Çocuğun yeteneksel gelişimi
• Sosyal uyum düzeyi
Çocuk anne-baba tutumundan ne öğrenir?
Güven verilmiş ve desteklenmiş olan çocuk ; kendine
güvenmeyi öğrenir. Övülmüş ve yetenekleri ön plana
çıkarılmışsa; takdir etmeyi öğrenir. Ailede birey olarak
saygı görmüşse ve fikri sorulmuşsa; kendini ve insanları
sevmeyi öğrenir.
Yanlış yapma hakkı tanınmış ve hoşgörü ile yetiştirilmişse;
sabırlı olmayı öğrenir. Anne-babasıyla iletişim kuramamışsa;
şiddeti öğrenir. Alay edilip, ihmal edilmişse; sıkılıp
utanmayı öğrenir. Devamlı utandırılarak yetiştirilmişse;
kendini suçlamayı öğrenir. Sürekli eleştirilmişse; kınamayı
öğrenir.
Aile dinamiği içinde anne babanın çocuğuna karşı nasıl
sevgisini ifade ettiği, çocuğu nasıl disipline ettiği ve
çocuğun ailede birey olarak kabul görüp görülmediği gibi
hususlar anne baba tutumlarının nasıl olduğunu da belirler.
Sağlıklı aile tutumunda; sevgi, sınır ve sorumluluk çok
önemlidir.
Sınırlar nasıl konmalıdır?
1.Aşama; Kendim ve çocuğum için ne istiyorum? Ondan neler
beklediğinizi belirleyerek,
2.Aşama; Anne-Baba kurallar/sınırlar konusunda görüş
birliğine vararak,
3.Aşama; Çocuğunuza kendisinden beklediğiniz davranışların
ne olduğunu açık şekilde anlatarak,
Sınırlar
• Kurallar çocuğun yaşına, kişilik yapısına ve özel
durumlara göre düşünülerek uygulanır.
• Çocuğa kuralların nedeni izah edilir.
• Beklenen davranışlar önceden açıklanır.
• Çocuğun davranışları beklenir ve çabası takdir edilerek
pekiştirilir
Sınırlar; Çok kısıtlayıcı olursa; Öğrenme ve sorumluluk
kazanmayı engeller, isyanı körükler.
Çok geniş olursa; Öğrenme ve sorumluluk kazanmayı engeller,
aşırı denemeyi körükler.
Tutarsız olursa; Öğrenme ve sorumluluk kazanmayı engelle.
Deneme ve isyanı körükler.
Dengeli olursa; Öğrenme ve sorumluluk kazanmayı arttırır,
işbirliği yüreklendirir.
Ebeveynlere Öneriler:
• Çocuğunuzda bir şeyi eleştirirken onun davranışı
eleştirilmeli, kişiliği eleştirilmemeli.
• Yerine getiremeyeceğiniz vaatler de uygulanmayacak cezalar
da tehdit olarak söylenmemeli.
• Aileler sevecen bir tutumla yaklaşmalı ve onları kabul
görülen ortamda yetiştirerek yeteneklerini
geliştirilmelerine olanak sağlamalı.
• Göz kontağı kurarak, gülümseyerek kabul belirtisini beden
diliyle pekiştirin. Böylelikle
• çocuk “kişiliğine saygı duyulduğunu” düşünerek iletişimini
sürdürür.
• Anne ve babasının kendisini dinlediğini gören çocuk
duygularını ifade etme olanağı bulur. Aldığı tepkilerle
“anlaşıldım” duygusunu yaşar. Böylelikle rahatlar.
• Çocuklarınızla sen dili ile değil ben dili ile konuşun.
• Yeterli zaman ayrılmalı ve iyi dinleyici olunmalı, aileden
beklentilerini açıkça ifade edebileceği ve her konuda
rahatça konuşabileceği uygun ortamlar oluşturulmalı, alınan
kararlarda etkin rol almaları sağlanmalı.
• Anne-babalar çocuklarını ergenlik dönemi hakkında
bilgilendirmeli, ihtiyaç duymaları halinde aileler
profesyonel yardım almaları yönünde desteklenmeli.
• Anne-baba kendi aralarındaki ilişkide demokrasi kültürünü
yaşatarak çocuklarına örnek olmalı.
• Okulda öğretmenler tarafından ergenin benlik saygısına
olumlu katkı sürdürülmeli.
• Çocuklara sınır belirlemede olumlu pekiştireçler kadar
yaşına uygun verilecek cezaların da gelişimine yararlı
olduğu unutulmamalı.
• Her şart ve koşulda sevildiği söz ve davranışlarla belli
edilmeli.
• Eşler tutum konusunda işbirliği içerisinde olmalı ve
davranışları da paralellik göstermeli.
• Çocuğa bir durumu açıklarken veya sınırlar koyarken
sebep-sonuç ilişkisi açıklanmalı.
• Anne-baba-çocuk ilişkisinin temelinin ebeveyn ruh sağlığı
olduğunu unutmayın ve kendi ruh sağlığınızı önemseyin.
• Çocuğunuzu tanımaya çalışın ve sorunlarla ilgili
profesyonel yardım almaktan çekinmeyin.
Müge Tatlıcı Gelişim
Psikoloğu |